Feragat
http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=64371
http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=64371

http://www.baltaci.av.tr/aynen-taksim-hakkinda-yargitay-kararlari/
6. D. EHsas: 2010/2817, Karar: 2010/7423, Karar Tarihi: 17.06.2010. YARGITAY 6. HUKUK DAİRESİ E. 2005/10232 K. 2005/11586 T. 13.12.2005
Mahkemece taşınmazın aynen taksiminin mümkün olmadığı araştırılmadan karar verilmesi bozma nedenidir.Usül ve yasaya aykırıdır.
eksik inceleme ile satışa karar verilmesi hatalı olmuştur.
Bu durumda mahkemece aynen paylaşımı mümkün olmayan taşınmazların satış suretiyle paydaşlığının giderilmesine karar verilmek gerekirken, istemin reddi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.

YARGITAY 6.HUKUK DAİRESİ Tarih: 26.4.2004 Esas: 2004/3036 Karar:2004/3095 Paylaşma Davasında Yargılama Giderlerinin Tüm Paydaşlardan Payları Oranında Tahsiline Karar Verilmelidir Özet:Paylaşma davaları, paylı ya da elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi mallarda paydaşlar arasındaki hukuki ilişkiyi sona erdiren, birlikte mülkiyetten ferdi mülkiyete geçişi sağlayan, iki taraflı, taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalardır. Bu özelliği gereği bu nevi davalarda paydaşlar yargılama gideri ve vekalet ücretinden payları oranında sorumludurlar. Yerel mahkemenin yargılama giderlerinin tümünün davalıdan tahsiline karar vermesi isabetsizdir










İyi çalışmalar.Müvekkil davayı kazandıktan sonra dosya yargıtayda iken davasından feragat etmiştir.yerel mahkemede ek karar ile davanın feragat nedeniyle reddine karar vermiştir.Yargıtay ise yerel mahkeme kararını ,kararı verdikten sonra davadan el çektiği ve bir karar veremeyeceği gerekçesi ile bozmuştur.Müvekkil yeniden başlayan yargılamada duruşma aşamasında davasından feragat etmek istemediğini söyleyebilir mi?


http://www.samildemir.av.tr/2011/05/izale-i-suyu-ortakligin-giderilmesi-davalarinda-bazi-bozma-nedenleri/

Yargıtay uygulamalarında ortaklığın giderilmesi davalarında dava tarihinde yürürlükte bulunan Türk Medeni Yasa’nın 699/2 maddesi hükmü gereği anlaşmazlık olduğu takdirde asıl olan taşınmazın aynen taksimi suretiyle ortaklığın giderilmesine karar vermektir.
http://www.3ehukuk.com/?p=makale&id=8


İbranın, bir hakkı sona erdiren bir tasarruf işlemi olduğunu belirtmiştik.

Geçerli bir ibradan bahsedebilmek için borçlunun muvafakatinin şart olduğunu açıklamış ve bu şekliyle “ibra yenilik doğuran bir haktır.” demiştik.

İbra ile feragat arasında ki en belirgin fark, ibrada karşılıklı anlaşma şartı arandığı halde, feragatte karşılıklı anlaşma şartı aranmaz. Bir hak sahibi tek taraflı beyanla hakkından feragat eder, yani hakkından vazgeçer. Bu nedenle feragatte tıpkı ibra gibi borcu sona erdiren ve yenilik doğuran bir haktır.


DAVADAN FERAGAT Öncelikle özel hukuk alanında “feragati açıklamaya” çalışalım. Davacı, varsa vekili dava dilekçesinde talep ettiği dava ve alacak hakkından davayı açtıktan sonra veya duruşmanın herhangi bir safhasında feragat edebilir. Feragat duruşma sırasında yapılırsa, hakim tarafından feragat beyanı zapta geçirilir ve davacının varsa vekilinin imzası alınır.

Hukuk Muhakemeleri Kanununun 24. maddesine göre “hakim talep üzerine karar verir.” H.M.K. Madde 26. ya göre “hakim taleple bağlıdır.” Davacı, davadan feragat ettiğine göre hakim, davacının talebi doğrultusunda karar vermeye mecburdur. Çünkü H.M.K. 24-1 göre “hakim iki taraftan birinin talebi olmaksızın davayı kendiliğinden inceleyemez ve karara bağlayamaz.” H.M.K.nun 24. cü maddesinin 3.cü fıkrasında “dava konusu hakkında, dava açıldıktan sonra da tarafların tasarruf yetkisinin devam ettiği” düzenlenmiştir.

Şahıslar açmış oldukları davalardan istedikleri zaman feragat edebilirler. Burada davacını veya davalının haklı veya haksız olmasının hiçbir önemi yoktur.

İşte bu nedenle tam yargı davası açmış olan davacı yargılamanın her aşamasında davasından feragat edebilir. Burada menfaati haleldar olan toplum değil ilgili şahıstır.

Özel hukuk davasında davacı haklı olduğunu bile bile alacağından feragat edebilir. Hatta karşı tarafın haksız olduğunu bildiği halde onun bir hakkı elde etmesine razı olabilir. Bu konu davacı ile davalı arasındadır. Davacı kendisine ait bir haktan feragat edebilir. Kişi kendi hakkı üzerinde istediği gibi tasarruf edebilir.

davacının davasından feragat etmesi sonucunda davanın düşürülmelidir, reddedilmelidir.

Özel hukukta hakim taraf talebiyle bağlıdır.

http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=64371

ARGITAY 11.HUKUK DAİRESİ Tarih: 10.5.1999 Esas: 1999/3002 Karar: 1999/3787 Temyizden Sonra Davadan Feragat Edilmesi Halinde Karar Verme Görevinin Yerel Mahkemeye Ait Bulunduğu Özet:Karar kesinleşinceye kadar davadan feragat edilebilir. Hüküm verildikten ve karar temyiz edildikten sonra feragat edildiği durumlarda bu konuda karar verme görevi yerel mahkemeye aittir. Somut olayda, temyiz dilekçesi verildikten sonra, davacı tarafça verilen dilekçenin vazgeçme dilekçesi mahiyetinde olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda feragat dilekçesi üzerine işlem yapılarak davanın reddine karar verilmek üzere yerel mahkeme kararının bozulması gerekir. - 1086 sayılı HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU m.91,429 Taraflar arasındaki davanın Ankara Asliye 6. Ticaret Mahkemesi`nce görülerek verilen 23.1.1998 tarih ve 1994/867-1998/19 sayılı kararın Yargıtay`ca incelenmesi, davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi H. U. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra, işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, davalı ile taraflar arasındaki 30.3.1990 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi`nden doğan uyuşmazlıkların çözümlenmesinin 25. madde uyarınca ETKB`nin hakemliği yoluyla yapılması gerekirken, davalının çekişmeleri adli yargıya intikal ettirdiğini ve zararları konusundaki başvurulardan bir sonuç alamadıklarını ileri sürerek, anlaşmazlığın çözümünün Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı`nın hakemliğine tevdiini ve zarar ziyan karşılığı olarak fazlaya ilişkin hak saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 1.000.000.000 liranın tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili söz konusu 25. maddeye göre Bakanlığın hakimliğine davacı tarafından müşterilerine satacağı elektrik enerjisi tarifelerinin belirlenmesinde anlamı sağlanamaması halinde başvurulabileceğini, sözleşmenin 39. maddesinde taraflar arasındaki anlaşmazlıkların çözümünde Ankara mahkemelerinin yetkili kılındığını ve davacının sözleşmeye aykırı davranışlarından doğan alacaklarının bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece toplanan delillere göre, uyuşmazlığın hakeme tevdii isteğinin dayanaksız olduğu, munzam zararın talep edilebilmesi için öncelikle davacının davalıdan talep edeceği alacağın belirlenmiş olması gerektiği, oysa henüz mevcut olmayan bir alacakla ilgili munzam zarar davasının açılmasının mümkün görülmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı davacı vekili temyiz etmiş, davalı vekili ise düzeltilerek onama isteğinde bulunmuştur. 1- Davalı vekilinin düzelterek onama isteğine dair dilekçesi usûlünce harçlandırılarak temyiz defterine kaydı yapılmadığından, bu istemin reddi gerekmiştir. 2- Davacı vekilinin temyiz isteğine gelince, temyizden sonra davacı tarafça dosya içerisine ibraz edilen dilekçenin davadan vazgeçme mahiyetinde olduğu anlaşıldığından, karar kesinleşinceye kadar davadan feragat edilebileceğinden, hüküm verildikten ve karar temyiz edildikten sonra, davadan feragat hallerinde dahi bu konuda karar verilmesi görevi yerel mahkemeye ait olduğundan, mahkemece bu dilekçe uyarınca işlem yapılarak davanın reddine karar verilmek üzere mahkeme kararının bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz isteminin reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 10.5.1999 tarihinde, oybirliği ile karar verildi. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU Tarih: 4.6.2003 Esas: 2003/9-429 Karar: 2003/390 Hüküm Temyiz Edildikten Sonra Feragat Edilmesi Halinde Yargıtayın Bu Hususta Mahkemece Bir Karar Verilmek Üzere Hükmü Bozmasından Sonra Mahkemece Karar Verilebilir Özet:Hakim, hüküm kurup davadan el çektikten sonra kural olarak karar temyiz edilip bozulmadan ve bu suretle yargılamaya yeniden başlanmadan davanın esası hakkında hiçbir karar veremez. Hüküm temyiz edildikten sonra davadan feragat edilmesi halinde, feragat üzerine mahkemece kendiliğinden karar verilmeyerek Yargıtay`ın feragat konusunda mahkemece bir karar verilmek üzere hükmün bozulmasına dair vereceği kararından sonra dosyayı ele alabilir ve feragat nedeniyle davanın reddine karar verilebilir. - 1086 sayılı HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU m.91,95,429 Taraflar arasındaki "tazminat, alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 1. İş Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 14.5.2002 gün ve 1771-203 sayılı kararın incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 27.1.2003 gün ve 12781-784 sayılı ilamı ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Temyiz Eden: Davalılar vekili Hukuk Genel Kurulu Kararı Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: Dava, tazminat ve alacak istemine ilişkindir. Mahkemece; davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen karar özel dairece davacının noterde imzası onanan ibraname ile davalıyı ibra ettiği anlaşıldığından hakkı ortadan kaldıran bu ödeme belgesinin değerlendirilmesi için bozulmuş, mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Hükmü davalılar vekili temyiz etmiştir. Ne var ki direnme kararının temyizi aşamasında davacı ekinde noter tasdikli feragatname başlıklı belgeyi içeren 24.4.2003 tanzim, 16.5.2003 havale tarihli dilekçesi ile davadan ve haklarından feragat ettiğini bildirmiştir. Dilekçe ekindeki Ankara 42. Noterliğinin 29.4.2003 gün ve 9015 yevmiye nolu feragatname başlıklı ve davacının kimlik bilgilerini içeren belge de aynı mahiyettedir. Hakim, gördüğü davada tahkikatı bitirip hüküm kurduktan sonra davadan elini çekmiş olur ve kural olarak dava sonunda verilen karar temyiz edilip bozulmadan ve bu suretle yargılamaya yeniden başlanmadan davanın esası ile ilgili hiçbir karar veremez. Feragat, davayı kesin olarak sonuçlandıran bir hukuki neden olduğundan, hakim karar verdikten sonra dahi belgelendirilen feragat üzerine davanın bu nedenle reddine karar verebilir ise de, Yargıtay uygulamalarında (örneğin Hukuk Genel Kurulunun 21.10.1981 günlü 1981/2-551, 1981/683 ve 2.6.1982 günlü, 1982/376-547 sayılı kararları ile 11.4.1940 günlü ve 1939/15-1940/70 sayılı tevhidi içtihat kararının gerekçesinden esinlenen uygulama) hüküm temyiz edildikten sonra vaki feragat üzerine mahkemece kendiliğinden bir karar verilmeyerek Yargıtay`ın bu konuda (feragat konusunda) mahkemece bir karar verilmek üzere hükmün bozulmasına dair verilecek kararından sonra ancak dosyayı ele alabilir ve feragate dayanarak davayı reddedebilir. Bunun mantıki sonucu olarak ve esasen HUMK.`nun 432. maddesinin 3. fıkrasında yer alan nedenlerden olmadığı cihetle mahkemece bu aşamada temyiz isteminin reddine de karar verilemez. Bu itibarla; davacının yukarıda açıklanan feragat beyanı konusunda bir karar verilmek üzere direnme kararının bozulması gerekir. SONUÇ: Davacının ekinde noter tasdikli feragatname başlıklı belgeyi içeren 24.04.2003 tanzim, 16.5.2003 havale tarihli dilekçesi ve bu dilekçe ekindeki Ankara 42. Noterliğinin 29.4.2003 gün ve 9015 yevmiye nolu feragatname başlıklı belge üzerine gerekli karar verilmek üzere davanın esası hakkında verilen kararın BOZULMASINA, bozma nedenine göre temyiz dilekçesinde değinilen hususların incelenmesine yer olmadığına HUMK.`nun 428-429. maddeleri uyarınca 4.6.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.





ARGITAY HUKUK GENEL KURULU Tarih: 4.6.2003 Esas: 2003/9-429 Karar: 2003/390 Hüküm Temyiz Edildikten Sonra Feragat Edilmesi Halinde Yargıtayın Bu Hususta Mahkemece Bir Karar Verilmek Üzere Hükmü Bozmasından Sonra Mahkemece Karar Verilebilir Özet:Hakim, hüküm kurup davadan el çektikten sonra kural olarak karar temyiz edilip bozulmadan ve bu suretle yargılamaya yeniden başlanmadan davanın esası hakkında hiçbir karar veremez. Hüküm temyiz edildikten sonra davadan feragat edilmesi halinde, feragat üzerine mahkemece kendiliğinden karar verilmeyerek Yargıtay`ın feragat konusunda mahkemece bir karar verilmek üzere hükmün bozulmasına dair vereceği kararından sonra dosyayı ele alabilir ve feragat nedeniyle davanın reddine karar verilebilir. - 1086 sayılı HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU m.91,95,429 Taraflar arasındaki "tazminat, alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 1. İş Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 14.5.2002 gün ve 1771-203 sayılı kararın incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 27.1.2003 gün ve 12781-784 sayılı ilamı ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Temyiz Eden: Davalılar vekili Hukuk Genel Kurulu Kararı Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: Dava, tazminat ve alacak istemine ilişkindir. Mahkemece; davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen karar özel dairece davacının noterde imzası onanan ibraname ile davalıyı ibra ettiği anlaşıldığından hakkı ortadan kaldıran bu ödeme belgesinin değerlendirilmesi için bozulmuş, mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Hükmü davalılar vekili temyiz etmiştir. Ne var ki direnme kararının temyizi aşamasında davacı ekinde noter tasdikli feragatname başlıklı belgeyi içeren 24.4.2003 tanzim, 16.5.2003 havale tarihli dilekçesi ile davadan ve haklarından feragat ettiğini bildirmiştir. Dilekçe ekindeki Ankara 42. Noterliğinin 29.4.2003 gün ve 9015 yevmiye nolu feragatname başlıklı ve davacının kimlik bilgilerini içeren belge de aynı mahiyettedir. Hakim, gördüğü davada tahkikatı bitirip hüküm kurduktan sonra davadan elini çekmiş olur ve kural olarak dava sonunda verilen karar temyiz edilip bozulmadan ve bu suretle yargılamaya yeniden başlanmadan davanın esası ile ilgili hiçbir karar veremez. Feragat, davayı kesin olarak sonuçlandıran bir hukuki neden olduğundan, hakim karar verdikten sonra dahi belgelendirilen feragat üzerine davanın bu nedenle reddine karar verebilir ise de, Yargıtay uygulamalarında (örneğin Hukuk Genel Kurulunun 21.10.1981 günlü 1981/2-551, 1981/683 ve 2.6.1982 günlü, 1982/376-547 sayılı kararları ile 11.4.1940 günlü ve 1939/15-1940/70 sayılı tevhidi içtihat kararının gerekçesinden esinlenen uygulama) hüküm temyiz edildikten sonra vaki feragat üzerine mahkemece kendiliğinden bir karar verilmeyerek Yargıtay`ın bu konuda (feragat konusunda) mahkemece bir karar verilmek üzere hükmün bozulmasına dair verilecek kararından sonra ancak dosyayı ele alabilir ve feragate dayanarak davayı reddedebilir. Bunun mantıki sonucu olarak ve esasen HUMK.`nun 432. maddesinin 3. fıkrasında yer alan nedenlerden olmadığı cihetle mahkemece bu aşamada temyiz isteminin reddine de karar verilemez. Bu itibarla; davacının yukarıda açıklanan feragat beyanı konusunda bir karar verilmek üzere direnme kararının bozulması gerekir. SONUÇ: Davacının ekinde noter tasdikli feragatname başlıklı belgeyi içeren 24.04.2003 tanzim, 16.5.2003 havale tarihli dilekçesi ve bu dilekçe ekindeki Ankara 42. Noterliğinin 29.4.2003 gün ve 9015 yevmiye nolu feragatname başlıklı belge üzerine gerekli karar verilmek üzere davanın esası hakkında verilen kararın BOZULMASINA, bozma nedenine göre temyiz dilekçesinde değinilen hususların incelenmesine yer olmadığına HUMK.`nun 428-429. maddeleri uyarınca 4.6.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.

T.C. YARGITAY Onsekizinci Hukuk Dairesi Esas No : 2005/9463 Karar No: 2005/11026 Tarih : 12.12.2005 ORTAK YERLERE ELATMANIN ÖNLENMESİ ( feragatin geçerliliği İçin Bunun Davalı ve/veya Mahkeme Tarafından Kabul Edilmesine Gerek Olmadığı ) KAL VE PROJEYE AYKIRILIKLARIN ESKİ HALE GETİRİLMESİ ( feragatin geçerliliği İçin Bunun Davalı ve/veya Mahkeme Tarafından Kabul Edilmesine Gerek Olmadığı ) DAVADAN FERAGAT ( Nedeniyle Davanın Reddine Karar Verilmemiş Olsa Bile Davacı Daha Sonra Bu Feragatten Dönemeyeceği ) PROJEYE AYKIRILIKLARIN ESKİ HALE GETİRİLMESİ ( feragatin geçerliliği İçin Bunun Davalı ve/veya Mahkeme Tarafından Kabul Edilmesine Gerek Olmadığı ) ÖZET : feragatin niteliği gereği davacının mahkemeye karşı yapacağı tek yanlı açık bir irade beyanı ile dava konusu uyuşmazlık sona ermekte olup feragatin geçerliliği için bunun davalı ve/veya mahkeme tarafından kabul edilmesine de gerek yoktur. Feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmemiş olsa bile davacı daha sonra bu feragatten dönemez feragat ile bağlıdır. DAVA : Dava dilekçesinde ortak yerlere elatmanın önlenmesi, kal ve projeye aykırılıkların eski hale getirilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın bir kısım davalılar yönünden kabulüne, diğerleri açısından atiye bırakılan dava hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: KARAR : Dosyadaki yazılara kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalılar vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; Davacı vekili Avukat B..'nun İ. 11. noterliğince düzenlenen 17.7.2002 gün 19580 yevmiye sayılı vekaletnamede kendisine tanınan feragat yetkisine dayanarak 6.7.2004 günlü hakim havalesi ile dosyaya sunduğu dilekçe ile davalılardan S. hakkındaki davadan feragat ettiği anlaşılmaktadır. HUMK'nun 91. maddesinde düzenlenen feragatin niteliği gereği davacının mahkemeye karşı yapacağı tek yanlı açık bir irade beyanı ile dava konusu uyuşmazlık sona ermekte olup feragatin geçerliliği için bunun davalı ve/veya mahkeme tarafından kabul edilmesine de gerek yoktur. Feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmemiş olsa bile davacı daha sonra bu feragatten dönemez feragat ile bağlıdır. Somut olayda yukarıda açıklandığı üzere davacı vekili davalılardan S. B. hakkındaki davasından açıkça feragat ettiğine göre mahkemece bu feragate dayanılarak adı geçen davalı hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerekirken,davacı vekilinin söz konusu feragatten sonra yargılamanın 9.11.2004 günlü oturumda 26,27,28 ve 29 kapı nolu villalara ilişkin davayı atiye bıraktığını bildirmiş olması ve davalı S. 'ün oturduğu anlaşılan 28 nolu villanın da bu beyan kapsamında kalması daha önceden yapılan S. B. hakkındaki feragati ortadan kaldırmayacağı gözetilmeden bu davalı yönünden de davanın atiye bırakıldığı gerekçesiyle bir karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.12.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.



Feragati değerlendirmek görevli mahkemenin, feragat üzerine verilen kararı denetlemek temyiz mahkemesinin yetkisindedir. Bunu da "el çekmişsin ek karar veremezsin" diyerek yapmış.. Yargıtay ilk derece gibi hareket edemez ki... Saygılarımla.





HMK Yönetmeliği Resmi Gazete 38253, 3.4.2012 Karar verilmiş dosyalara ilişkin işlemler MADDE 57 – (1) Hükmün kesinleşmesinden önce davadan feragat, davayı kabul veya sulh halinde, hâkim dosya üzerinden bu konuda ek karar verir. Taraflarca kanun yoluna başvurulmuş olsa dahi sırf bu nedenlerle dosya istinaf veya temyiz incelemesine gönderilmez.
















































































Haberler
 

Tamer Korkmaz

Okul İçin
 
K.Maraş.meb.gov.tr
Oges.meb.gov.tr

Programlar
 
İlköğretim CD'leri İndir
Memur Siteleri
 
Memurlar.net Forum Özlük
Memurlar.net Forum Yönetici Atama
 
Bugün 39 ziyaretçi (52 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol